Modern bilim kulak çınlamasının birçok sebebini ortaya koyarak değişik tedavi alternatifleri sunuyor. Prof. Dr. Ataş, "Kulak çınlaması birçok şekilde ortaya çıkabilmekte ve bunlar pulsatif (kalp atımları gibi kesikli), sürekli olarak tiz bir ses şeklinde, uğultu şeklinde, sürekli çalışan bir motor sesi gibi farklı şekillerde hissedilebilmektedir. Çok hafif bir rahatsızlık şeklinde veya kişinin günlük hayatını etkileyecek derecede şiddetli olarak da oluşabilmektedir. Tinnitusun ne kadar yüksek algılandığı, hastayı ne kadar rahatsız ettiğiyle doğrudan ilgili değildir. Bu nedenle, işitme eşiğine çok yakın olan kulak çınlaması bile, büyük bir yük oluşturan engelleyici bir semptom olabilir, kaygı ve konsantrasyon sorunları yaratarak yaşam kalitesini düşürebilir, zihinsel çalışma yeteneğini bozabilir, uyumayı zorlaştırabilir.
Tinnitus genç yaşta ortaya çıkabilir, ancak yaygınlığı yaşa bağlı işitme kaybının derecesiyle giderek artar ve 65 yaş ve üstü kişilerde yüzde 12-15e ulaşabilir. Ayrıca, artan eğlence gürültüsü, işle ilgili daha fazla gürültü travması ve daha uzun yaşam süresiyle birlikte kulak çınlaması insidansı dramatik bir şekilde artmaktadır. Basit bir akustik travma nedeniyle oluşabileceği gibi, ciddi tümör varlığı nedeniyle de oluşabilir" dedi.
KULAK ÇINLAMASININ NEDENİ NEDİR?
Prof. Dr. Ataş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kulak, işitsel sinir sistemi, somatosensoriyel sistem, beynin diğer bölümleri, baş ve boyun kasları gibi vücudun birçok yapısı, doğrudan veya dolaylı olarak farklı kulak çınlaması formlarıyla ilişkilidir. Bu nedenle, kulak çınlamasını tedavi etmek ve anlamak tıp, cerrahi, psikoloji ve nörobilim gibi birçok uzmanlığın dahil edilmesini gerektirir.
Gürültüye maruz kalma ve farmakolojik ajanların uygulanmasından sonra kulak çınlaması oluşabilir, ancak sübjektif kulak çınlamasının nedeni genellikle bilinmemektedir. Şiddetli kulak çınlamasına sıklıkla "hiperakuzi" (ses toleransının azalması) ve seslerin bozulması gibi semptomlar eşlik eder. "Fonofobi" (ses korkusu) ve depresyon gibi affektif bozukluklar sıklıkla şiddetli kulak çınlaması olan kişilerde görülür. Niteliklerdeki bu tür farklılıklar nedeniyle şiddetli kulak çınlamasından tek bir nedenin sorumlu olabileceğini beklemek makul değildir, bu da yine sağlık uzmanları için kulak çınlaması hastasının yönetimini zorlayıcı bir faktördür.
Tinnitus nedenlerine baktığımızda, kulakla ilgili (otolojik) nedenlerin ön planda olduğu görülmektedir. Dış kulak yolundaki buşon (kulak kiri), yabancı cisim veya dış kulak yolunu tıkayarak iletim tipi işitme kaybına neden olan sorunlar kulak çınlamasına neden olabilirler. Kulak zarının yırtılması ya da delinmesi, orta kulak kemikçiklerindeki fiksasyon (hareketsizlik), kemikçiklerdeki eklemlerin bozulması, orta kulak enfeksiyonları, orta kulaktaki tümörler, öztaki borusundaki fonksiyonel bozukluklar kulak çınlamasına neden olabilecek potansiyel hastalıklar arasında yer alır. İç kulakla bağlantılı Menier hastalığı, otoskleroz, labirentit, akustik travmaya bağlı işitme kayıpları, ani işitme kayıpları ve yaşa bağlı olarak ortaya çıkan işitme kayıpları (presbiakuzi) kulak çınlamasına neden olan en önemli hastalıkların başında gelmektedir.
Kafa içindeki damar yapılarında meydana gelen bazı hastalıklarda da kulak çınlaması sıklıkla görülebilmektedir (glomus jugulare, arteriovenöz bozukluklar, anevrizmalar vb). Kanserlerde tedavi amacıyla kullanılan bazı ilaçlar iç kulak için zararlı etkilere neden olarak (ototoksik ilaçlar) yüksek frekanslarda işitme kaybına ve kulak çınlamasının oluşmasına neden olmaktadır. Yüksek dozda kullanılan aspirin, böbrek hastalıklarında kullanılan ilaçların bir kısmı ve bazı psikiyatrik ilaçlar da kulak çınlamasına neden olabilmektedir.
İç kulak sinirlerine temas eden damar yapıları, tümörler, menenjit, kafa travmaları ve Multiple Skleroz (MS) gibi nörolojik etkilenmeler, hipotroidi, hipertroidi, diyabet, çinko, demir ve B12 eksikliği gibi endokrinolojik bozukluklar, çene eklemindeki bozukluklar ve depresyon, anksiyete gibi bazı psikiyatrik bozukluklar kulak çınlaması için potansiyel bozukluklar arasındadır. Bu faktörlerin değerlendirme sırasında göz önünde bulundurulması ve elde edilen odyolojik bulgularla ilişkilendirmesi tedavi yaklaşımını etkileyen en önemli unsurdur."
KBB MUAYENESİ ÇOK ÖNEMLİ
Kulak çınlaması olan hastaların değerlendirilmesinde KBB (kulak burun boğaz) muayenesinin çok önemli olduğunu aktaran Prof. Dr. Ataş, "Yukarıda belirtilen birçok hastalığın tespitinde yapılacak dikkatli bir muayeneyle tedavi olasılıkları rahatlıkla tespit edilebilir. Diğer en önemli değerlendirme, ayrıntılı odyolojik değerlendirmedir. Odyoloji kliniğinde yapılan değerlendirmede işitme testi yapılırken yüksek frekans işitme eşikleri mutlaka değerlendirilmeli, kulak çınlamasının hangi frekanslarda oluştuğu ve şiddetinin ne kadar olduğu tespit edilmelidir. Ayrıca, orta kulakla ilgili değerlendirmelerin yapılması, orta kulak basıncının tespiti, öztaki borusunun fonksiyonları, akustik reflekslerin olup olmadığı ve damarsal bir anomalinin olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Bu değerlendirmeler doğrultusunda ihtiyaç oluşursa başka bölümlerden de konsültasyonlar istenmektedir. Hikayenin iyi alınması ve değerlendirmenin dikkatli yapılması tedavi sürecinin başarılı olmasını sağlayan en önemli unsurdur.
Kulak çınlamasında tedavi süreci sorunun ortaya konmasıyla kolaylaşır ve hangi disiplinle devam edileceğine karar verilir. Somut anatomik veya fizyolojik bir bozukluk sonucu ortaya çıkan kulak çınlaması, tedaviyle kontrol altına alınabilmektedir. Fakat bazı durumlarda bu süreç uzama riski taşıyabilmektedir. "Subjektif tinnitus" olarak adlandırılan ve sebebi belli olmayan veya sebebi tespit edilemeyen kulak çınlamalarında tedavi sürecinin KBB, odyoloji, psikoloji ve nöroloji bilim dallarıyla birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Bu multi-disipliner çalışma, kulak çınlamasının neden olabileceği sorunları azaltmak ve tedavi etmek için gerekli ve önemli bir adım olacaktır.
Kulak çınlamalarına yol açan sorunların başında gelen kulakla ilgili sorunların bir kısmı KBB bölümünde medikal ve cerrahi olarak tedavi edilebilmektedir. Düzeltilemeyen işitme kayıplarında odyoloji bölümü tarafından uygulanacak işitme cihazları, tedaviyi etkileyen birçok parametre barındırmaktadır. Yüksek frekanslarda oluşan işitme kayıpları en önemli kulak çınlaması nedenini oluşturmaktadır. Çoğu zaman odyoloji klinikleri tarafından yapılan işitme cihazı uygulamasıyla kulak çınlamasının nasıl etkilendiğini görmek çok kolaydır ve hemen etkisini görmek mümkündür. Ayrıca, işitme cihazlarında bulunan tinnitus kontrol devrelerinin çalıştırılmasıyla dirençli veya sübjektif kulak çınlamalarının kontrol altına alınması mümkün olmaktadır. Yine odyoloji kliniklerinde kullanılan farklı rehabilitasyon programlarıyla (hiperakuzi kontrolü, TRT programları, galvanik stimulasyon, negatif basınç uygulamaları, TENS uygulamaları biofeedback uygulamaları, Transkraniyel Magnetik Stimulasyon vb.) dirençli kulak çınlamaları konusunda başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Kulak çınlaması kişileri psikososyal açıdan etkileyen önemli bir semptomdur. Günlük yaşam kalitesini bozma ve bilişsel becerilerimizi olumsuz etkileme kapasitesine sahiptir. Değerlendirme ve tedavi seçenekleri için KBB ve Odyoloji bölümlerine başvurulmasıyla bu sorundan kurtulma konusunda ilk adım atılmış olacaktır" diye konuştu.