Türkiye'de ve dünyada diyabetteki artışa dikkat çeken 99 yıllık diyabet mirasıyla yenilikçi tedaviler sunan ilaç firması Nova Nordisk'in Türkiye Başkanı ve Genel Müdürü Jens Pii Olesen, "14 Kasım Dünya Diyabet Günü vesilesi ile yeni bir hasta farkındalık projesini hayata geçiriyoruz. Novo Nordisk olarak "Fazla Şeker" kampanyasıyla, diyabetli bireylerin iyi tedavi yönetimi ile "Fazla Şeker"in olası etkilerinden korunmasını ve ilerlemeden tespit edilebilmesi için farkındalığı arttırmayı hedefliyoruz." dedi.
Diyabetin son dönemde artan rakamları ile 21. yüzyılın en büyük sağlık sorunlarından biri olduğuna dikkat çene Nova Nordisk Türkiye Başkanı ve Genel Müdürü Jens Pii Olesen, "Dünyada ve ülkemizdeki artış oldukça hızlı ve endişe verici. Tüm dünyada toplam 537 milyon kişi diyabetle yaşıyor, bunun anlamı her 10 kişiden 1'i diyabetli. Bu rakam 2019'daki tahminlerin 74 milyon üzerinde bir artış ve bu sayının 2030 yılında 643 milyon, 2045 yılında 700 milyon olacağı hesaplanıyor. İşin daha da endişe verici tarafı, dünyada diyabetli bireylerin ancak yüzde 50' sine teşhis konulmuş olduğu varsayılıyor. 2021 verilerine göre her 5 saniyede 1 kişi diyabet sebebiyle hayatını kaybediyor.
Türkiye'de de rakamlar oldukça yüksek. Yaklaşık 9 milyon diyabetli birey sayısı ile Türkiye Avrupa'da birinci sırada yer alıyor. Her 100 kişiden 16'sı diyabetli. Bu sayının 2045 yılında 13 milyona çıkacağı öngörülüyor. Diyabet kardiyovasküler hastalıklar, böbrek yetmezliği gibi çeşitli komplikasyonlara da sebep olabiliyor. Bu sorunlarla birlikte diyabetle mücadele ciddi bir ekonomik yük doğuruyor." diye konuştu.
İNSÜLİNİN EN BÜYÜK MİRASÇISI
Novo Nordisk'in kurulmasına sebep olan ve hayat kurtaran insülinin en büyük mirasçısı olmanın gururunu taşıdıklarını ifade eden Jens Pii Olesen, " İnsan insülinleri, modern insülinler ve yeni nesil insülinler ile bu alandaki tüm alternatifleri sunabilen tek şirketiz. Bu da bizi dünyada kullanılan toplam insülinin yüzde 50'sinin tedarikçisi yapıyor. Tip 2 diyabet tedavisinde haftalık insülin, tip 1 diyabeti tamamen ortadan kaldırmak için kök hücre çalışmalarımız ümit verici bir şekilde devam ediyor.
Ayrıca akıllı insülin kalem sistemleri gibi, hastaların hayatını kolaylaştıracak entegre dijital sistemler üzerinde de çalışıyoruz. Yürüttüğümüz çalışmalarla Türkiye'de, Ar-Ge yatırımları ölçeğinde ilaç şirketleri arasında ilk 5'te yer alıyoruz. Ar-Ge hattındaki bütün moleküllerin Türkiye'de çalışılması, hastaların en gelişmiş tedavilere erken erişimine imkân sağlıyor." şeklinde konuştu.
"TUSEB İLE AR-GE FAALİYETLERİ İÇİN PROTOKOL İMZALANDI"
Yeni tedaviler geliştirilmesinde özel ve kamu olarak tüm paydaşların işbirliği içinde olmasının inovasyonun önünü açtığını ifade eden Olesen, şunları söyledi: "Türkiye Novo Nordisk için stratejik öneme sahip ve bölgesel bir merkez olarak konumlandırılmış durumda. Bakanlık ve üniversite iş birlikleri bizim için çok kıymetli. Novo Nordisk'in Ar-Ge çalışmaları için dünyada 70'den fazla iş birliği var.
Türkiye'de üniversite iş birlikleri kapsamında ulusal ve uluslararası düzeyde üstün başarılara imza atan Akdeniz Üniversitesi ile protokolümüz var. İş birliği çerçevesinde Akdeniz Üniversitesi'nin Faz 1 klinik araştırma merkezi sertifikasyon ve eğitim programlarına katkıda bulunuyoruz. Ayrıca üniversite ve endüstriye ihtiyaç duyduğu araştırma ve uygulama yapacak nitelikli iş gücünü de kazandırmayı hedefliyoruz. Türkiye'den başka bir örnek de, obezite alanında TUSEB ile Ar-Ge faaliyetleri için imzalamış olduğumuz ön protokol."
"TÜRKİYE YEREL İLAÇ ÜRETİM ORANI YÜKSEK ÜLKELERDEN BİRİ"
Türkiye'nin yerel ilaç üretim oranının yüksek olduğu ülkelerden biri olduğunu belirten Olesen, şöyle devam etti: "2021 verilerine göre, Türkiye'de yerel üretilen ilaçların payı, toplam pazarda değer bazında yüzde 52 oranında. Novo Nordisk'e baktığımızda, dünyada tüketilen insülinin yüzde 50'sini, Türkiye'de ise yüzde 53'ünün tedarikçisiyiz. Bir başka deyişle, dünyada ve Türkiye'de diyabetli her 2 bireyden birisi ürünlerimizi kullanıyor."
