Kronik bir hastalık olan hipertansiyonun yaşam tarzı değişikliğiyle kontrol altına alınabileceğini vurgulayan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kerem Temel, “Yüksek tansiyon önlenebilir bir ölüm nedenidir. Bu nedenle 40 yaşını geçenler doktor kontrollerini aksatmamalı” uyarısında bulundu.
Tansiyon yüksekliğinin yol açtığı etkiler, öne çıkan ölüm nedenlerinin başında geliyor. Dünyada her dört kişiden biri tansiyona bağlı gelişen kalp ve böbrek hastalıkları ya da felç nedeniyle yaşamını kaybediyor. Kronik bir hastalık olan hipertansiyonun yaşam tarzı değişikliğiyle kontrol altına alınabileceğini vurgulayan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kerem Temel, “Yüksek tansiyon önlenebilir bir ölüm nedenidir. Bu nedenle 40 yaşını geçenler doktor kontrollerini aksatmamalı.” uyarısında bulundu. Dr. Kerem Temel, tansiyonu kontrol altına almanın ve tansiyonu doğru ölçmenin yollarını anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Kanın damar duvarına uyguladığı basıncın tansiyon olarak tanımlandığını belirten Dr. Kerem Temel, bu basıncın yüksek olmasının hipertansiyon hastalığına yol açtığını söyledi. Hipertansiyonun tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en sık görülen kronik hastalıklardan biri olduğuna işaret eden Dr. Kerem Temel, “Hipertansiyonun yol açtığı kalp hastalıkları ve böbrek hastalıkları ile felçler, ülkemizdeki ölümlerin yaklaşık yüzde 25'inde altta yatan sebepler arasında yer alıyor. Oysa hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü, hipertansiyonu en önemli önlenebilir ölüm nedeni olarak niteliyor” ifadelerini kullandı.
“Her 10 kişiden 3'ü yüksek tansiyon hastası”
Görülme sıklığı yaşa bağlı olarak artan hipertansiyonun Türkiye'de her 10 kişiden 3'ünde ortaya çıktığını aktaran Temel, hastaların bir kısmında şikayet gelişmediğini belirtti. Bu durumun erken tanı fırsatını ortadan kaldırdığını kaydeden Dr. Kerem Temel, erken dönemde tanı konması halinde oluşabilecek kalp damar sistemi problemlerinin, kalp krizlerinin, böbrek yetmezliklerinin, beyin damarlarındaki sorunların, inmelerin ve görme bozukluğunun önüne geçilebileceğini dile getirdi. Dr. Kerem Temel, konuyla ilgili olarak “40 yaşını geçenler doktor kontrolleri ve tansiyon ölçümlerini aksatmamalı” uyarısında bulundu.
“Bazı hastalıklar da tansiyonu yükseltiyor”
İleri yaş, genetik yatkınlık, aşırı kilo, hareketsiz yaşam tarzı, fazla tuz tüketimi, sigara ve alkolün yanı sıra stres de yüksek tansiyonun nedenleri arasında sayılırken, böbrek damarı hastalıkları, böbreküstü bezi tümörleri ve damarlarda doğuştan gelen kusurlar, uyku apnesi, tiroit hastalıkları, gebelik ve bazı ilaçlar da tansiyonun yükselmesine yol açıyor. Covid-19 virüsünün de bazı kişilerde hipertansiyon etkisi yaptığına dikkat çeken Dr. Kerem Temel, tansiyon yükselmesinin belirtileri ve tanı süreci hakkında şu bilgileri verdi:
“Tansiyon çok yüksek değerlere çıksa bile bazı kişilerde hiç belirti vermiyor. Ancak özellikle ensede kendini gösteren baş ağrısı, baş bölgesinde ağırlık hissi, burun kanaması, mide bulantısı, nefes darlığı gibi şikâyetler klasik belirtiler olabiliyor. Tanı koymak için tansiyon düzenli olarak ölçülüyor. Bazı vakalarda doktor muayenesi esnasında tansiyon değerinin yükselmesinden dolayı evde tansiyon ölçümleri ya da 24 saat kan basıncı izleme testi olan ambulatuvar kan basıncı ölçümü gerekebilir.”
Evde, koldan ölçen uygun manşonlu bir cihazın kullanılması gerektiğini belirten Dr. Kerem Temel, “Ölçüm en az beş dakika dinlendikten sonra sabah ve akşam iki kez yapılmalı. Ölçüm öncesindeki 30 dakika içinde sigara veya kahve içilmemeli, egzersiz yapılmamalı” diye konuştu.
“Tedavi başarısı hasta-doktor ilişkisinde gizli”
Hipertansiyon tedavisinde hasta ve doktorunun yakın iş birliğini ve iletişiminin gerektiğini aktaran Temel, tedavi ile yükselen kan basıncını düşürmenin yanı sıra gelecekte ortaya çıkabilecek sorunların da önüne geçilmesinin hedeflendiğini dile getirdi. Yüksek tansiyonun kronik bir hastalık olduğunun hastalar tarafından bilinmesi gerektiğini söyleyen Dr. Kerem Temel, “Buna uygun yaşam tarzı değişikleri mutlaka uygulanmalıdır. Tedavinin temeli, hastanın uygulaması gereken bu tedbirlerdir. Bunlara ek olarak doktoru tarafından önerilmişse ilaç tedavisine başlanabilir. Bazı hastalar tansiyon ilacına bir kez başlandıysa bir daha bırakılamayacağı şeklinde yanlış bir inanışa sahipler. Aslında hasta alacağı önemler ve yaşam tarzında yapacağı değişiklikler ile ilaç tedavisini azaltma ya da bırakma konusunda kendisi belirleyici olacaktır” diye anlattı.
Yüksek tansiyona karşı 8 etkili önlem
Hem yüksek tansiyondan korunmak hem de var olan hipertansiyonu normal düzeye indirmek için yapılması gereken değişikliklerin başında, kilo kontrolü sağlamak ve hareketli yaşam tarzını benimsemenin geldiğini ve Türkiye'deki erişkin nüfusun yaklaşık yüzde 65'inin normal kilosundan yüksek olduğuna dikkat çeken Dr. Kerem Temel, önerilerini şöyle sıraladı:
“Hipertansiyon hastaları, boyuna göre uygun kiloya inmeli ya da ağırlığının en az yüzde 5-10'u kadar kilo vermelidir. Verilen her kilogram, tansiyon değerini 1 mmHg civarında düşürebilir. İkinci olarak tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. Ülkemizde yapılan bir çalışmaya göre ortalama günlük kişi başı tuz tüketimi yaklaşık 15 gramdır. Oysaki tansiyondan korunmak için kişi başı alınan tuz miktarı günlük 5-6 gramı geçmemelidir. Üçüncü olarak aşırı tuz içeren hazır soslar, atıştırmalık ürünler, tuzlanmış kuruyemişler, turşu ve salamura besinler ile konserve ve paketli gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır. Dördüncü olarak beslenmede ağırlıklı olarak sebze ve meyve, az yağlı besinler, sebze kaynaklı proteinler, tam tahıllar ve balık tercih edilmelidir. Beşinci önlem olarak düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz hem kiloyu hem de tansiyonu kontrol altında tutmaya yardımcı olur. Bu nedenle haftada 5 gün, 30 dakika boyunca tempolu yürüyüş yapmak önemli. Altıncı önlemde stresi yönetmek, stresten uzak bir yaşam sürmek her ne kadar günümüz koşullarında zor olsa da tansiyon tedavisinde yapılması gerekenler arasında öne çıkan maddelerden biri. Nefes egzersizleri, meditasyon, düzenli ve yeterli uyku stresi azaltmada yardımcı olabilir. Yedinci önlem olarak hipertansiyonu olan hastalar sigarayı mutlaka bırakmalıdır. Sigara tansiyonu yükselterek damar çeperlerinde bozulmalara yol açıyor. Ayrıca hipertansiyonun sebep olabileceği kalp krizlerinde baş aktör olarak karşımıza çıkıyor. Sekizinci ve son önlem olarak ise tansiyon yüksekliğinden yakınan kişilerin alkol kullanması önerilmiyor. Eğer kullanıyorsa alkol tüketimi mutlaka sınırlandırılmalıdır. Erkeklerde günde 20 gram, kadınlar da 10 gram tüketimi geçmemeli.”
Bu önlemleri uygulayan ve yaşam tarzında kalıcı değişiklikler yapan hastaların ilaçlarını doktor kontrolünde azaltmasının mümkün olduğunu, ancak bu kararın mutlaka doktor tarafından verilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Kerem Temel, “Hipertansiyonun kronik bir hastalık olduğu ve bu önlemlerin ömür boyunca devam etmesi gerektiği akıldan çıkarılmamalıdır. Aksi halde sessiz ve seri bir katil olan hipertansiyon bir anda kontrolden çıkıp istenmeyen riskler doğurabilir” uyarısında bulundu.