Öğle saatinde dışarı çıkmayın…
Sıcak etkisini en çok sabah 10:00 ile öğleden sonra 16:00 arasında gösteriyor. Bu saatlerde mecbur kalmadıkça sokağa çıkmayın. Özellikle kalp, şeker, tansiyon ve böbrek hastalarının, yaşlı, çocuk ve hamilelerin dışarıdaki işlerini bunu gözeterek yapmaları gerekiyor. Mümkün olduğunca gölgede ve serin yerlerde durmaya çalışın.
Direkt olarak güneş altında kalmayın. Araba yolculuklarında da mümkünse serin saatleri seçin, öğlen sıcağında hele de klimasız araçlarla yolculuk yapmaktan kaçının.
Bol bol su için…
Normalde bir kişinin günde en az 2 litre arasında su tüketmesi gerekmektedir. Ancak sıcak havalarda vücudun suya olan ihtiyacı daha da artar. Bu yüzden susamayı beklemeden su tüketmek gerekiyor. Sıcak havada artan terleme ile atılan sıvı, vücudun elektrolit dengesini bozar. Bu da sıcaklarda halsizlik, baş dönmesi, dikkat dağınıklığı, sinirlilik ve tansiyon düşmesi de dahil pek çok rahatsızlığı sebep olabiliyor. Bunu engellemek için su tüketimi en az 3 litreye çıkarılmalı ve özellikle kalp, diyabet ve böbrek gibi kronik hastalığı olanlar kesinlikle vücutlarını susuz bırakmamalıdır.
Sık sık duş alın…
Yıkanmak da vücut ısısının dengede kalmasını sağlayan faktörlerden bir diğeridir. Bu sayede serinlerken kan dolaşımı da hızlanıyor. Dolaşım hızlandığı için de kendinizi daha zinde ve enerjik hissediyorsunuz. Bu yüzden mümkün olduğunca sık duş almaya çalışın. Ancak duş suyunun ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat edin. Çok sıcak bir ortamda aniden soğuk suyla temas etmek beyin damarları açısından tehlikeli olabilir. O nedenle ılık suyla duş almak en doğru olanıdır. Duş sonrası sentetik giysilerden ziyade, terinizi emen pamuklu giysileri tercih edin.
Alkol ve gazlı içeceklerden uzak durun..
Susuzluğumuzu giderir diye bol miktarda tükettiğimiz gazlı, şeker katkılı içecekler ve alkol vücudun su kaybını hızlandırıyor, vücudu daha fazla susuz bırakıyor. Bu türlü içecekler idrar arttırıcı etkiye sahiptir ve çoğunlukla içilen miktardan daha fazla idrar üretimini uyararak vücut sıvısında azalmaya neden olurlar. İşte bu sebepten dolayı sıcaklığın dayanılmaz olduğu günlerde bu içeceklerden kesinlikle uzak durmak gerekiyor. Sıvı ihtiyacımızın su, çay, meyve suları ve maden suyu ile giderilmesi tercih edilmelidir.
Lifli beslenin…
Vitamin ve lif ihtiyacınızı gidermek içinse, mevsimlik sebze ve meyveleri yiyebilirsiniz. Özellikle domates, kırmızı biber, böğürtlen ve çilek gibi kırmızı renkli sebze ve meyve tüketimini artırmak vitamin ve lif ihtiyacınızı karşılayacaktır. Bu havalarda ağır aktivite yapmaktan kaçınmak oldukça yerinde olacaktır. Eğer ağır bir aktivite yapmanız gerekiyorsa nispeten havanın daha makul sıcaklıklara ulaştığı sabah ya da akşam saatlerini tercih edin.
Ağır yiyeceklerden kaçının…
Özellikle kızartma gibi yağlı ve ağır yemekleri yemekten kaçının. Ağır yemekler yediğinizde vücudunuz sıcakla baş etmede oldukça zorlanır. Bu yüzden zeytinyağı ile yapılmış sebze yemeklerini tercih edin. Karpuz, peynir, ekmek yazın en ideal yiyeceği. Çorba, salata, çiğ meyve ve sebze gibi su oranı yüksek yiyecekler de vücudu rahatlatır. Dışarıda yemek yenecekse, gıda zehirlenmelerinin önüne geçmek için dışarıda uzun süre bekleyen ve bozulma riski olan sosis, tavuk, rus salatası gibi yiyeceklerden uzak durmanızı tavsiye ederim. Bu türlü yiyecekler yenilecekse güvenilir ve iyi bildiğiniz yerlerden yemeye çalışın.
Klima kullanımına dikkat edin...
Sıcak yaz günlerinde insanı bir ölçü de olsa rahatlatan klimaların çok dikkatli kullanılması gerekiyor. Çünkü klimaların gribal enfeksiyon, kas ağrıları, kas tutulması ve zatürre gibi hastalıklara yol açma ihtimali her zaman vardır. Klimanın sebep olduğu bu rahatsızlıkları önlemenin yolu ise havayı yavaş yavaş soğutmaktan geçiyor. Ayrıca klima havasını direkt olarak yüzünüze gelmesinden kaçının. Klima filtrelerinin iyi temizlenmemesinden dolayı da bazı bakteriler soluduğumuz havaya karışabiliyor ve ciddi hastalıklara neden olabiliyor. Bu yüzden klima filtrelerinin düzenli olarak temizlenmesini ihmal etmeyin.
