Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde sabah namazının kılınan binlerce kişi, Gazze'ye destek vermek ve Filistinlilere olan dayanışmalarını göstermek amacıyla Galata Köprüsü'ne doğru yürüyüşe geçti. Bu yürüyüş, yeni yılın ilk dönemlerinde gerçekleşti ve vardı, sloganlar ve dualarla yürüdüler. “Dünyayı Uyandırıyoruz”, “Dün Ayasofya, bugün Emevi, hepiniz Aksa” ve “Bir Güneş Doğuyor” gibi anlamlı ve güçlü sloganlarla, Filistin'in özgürlüğüne ve Gazze'deki direnişe destek verdiler.
Yürüyüş, Milli İrade Platformu'nun çatısı altında bulunan 308 sivil toplum örgütünün etkinlikleriyle gerçekleşti. Bu platform, daha önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl Filistin'e kayıtlı olan yine vurgulandı ve etkinlik, İstanbul'daki en önemli simgelerden biri olan Galata Köprüsü'nde toplandı. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da yeni yılın ilkinden bir araya gelen binlerce kişi, Filistin'in özgürlüğü ve barışı için ellerinde Filistin ve Türk bayraklarıyla yürüdüler.
Katılımcıların bu yürüyüşte gösterdiği yoğun ilgi, etkinliğin gücü ve gücü arttı. Yürüyüş boyunca, onun annesinin bir arada olması ve birlikte hareket ediyor, bu hareketin sadece İstanbul'a değil, tüm dünyaya yayılan güçlü bir dayanışma mesajı gösterdiler. Katılımcılar, seslerini yükselterek, Gazze'deki insanlığa dikkat çekerek, dünya çapında bu konuda kalıcı olmak ve Filistin'in yanında bir kez daha duyurmak amacıyla yola çıktılar.
Etkinlik sırasında mevcut olan Filistin'in aralık mücadelesi, özgürlük ve barışı için yapılan çağrılarını yinelediler. Yürüyüş sırasında onun kalıcı Filistin'e olan sevgisi, saygı ve dayanışma duygusu daha da derinleşti. Bir çok yapısal özellik, Filistin'in özgürlüğü için dua etti, bazılarının gözlerinde duygusal anlar yaşandı. Bu gösteri, sadece bir destek yürüyüşü değil, aynı zamanda barış, adalet ve özgürlük için ortak bir çağrıydı.
Yürüyüşün havadan görüntüleri ise, kadınların yetiştirdiği büyük gösterilerle etkileyici bir şekilde yansıtıldı. Bilgisayarın aynı anda yürüyebildiğini anladı, dayanışmanın, gücün ve umudun bir sembolü olarak kayıtlara geçti. Katılımcılar, farklı yaş ve geçmişlerden gelen insanlar olsalar da, hepsi ortak bir amaç etrafında birleşmişti: Filistin'in özgür özgürlükleri için seslerini duyurmak.
Bu anlamlı yürüyüş, sadece İstanbul sokaklarında değil, tüm dünyada yankı uyandıran bir dayanışmacı direniş olarak hatıralarda kaldı. Katılımcıların hep bir ağızdan söyledikleri sloganlar ve taşıdıkları bayraklarla, İstanbul'un en ikonik noktalarından birinde gerçekleşen bu etkinlik, uluslararası barış ve özgürlüğün simgesi haline geldi. Aynı zamanda bu yürüyüş, Gazze'deki direnişe desteklerini ve bu mücadelenin küresel çapta ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatmış oldu.
Filistin'e olan desteğin ve bu büyük insanlık mücadelesinin sadece bir gün sınırlı kalmaması gerektiği mesajı verildi. Bu yürüyüş, bir dayanışma hareketinin karşılıklı, insan hakları, özgürlük ve barış için verilen mücadelenin daha geniş bir birlikteliğiydi. İstanbul'daki bu etkileyici etkinlik, sadece Filistin'de parçacık değil, tüm mazlumların sesinin daha yüksek çıkmasının bir kez daha vurgulandığı oldu.