27. Dönem 6. Yasama Yılı açılışı dolayısıyla Meclis'teki Atatürk Anıtı önünde tören düzenlendi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un anıta çelenk bırakmasının ardından bando eşliğinde saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.
Törenin ardından TBMM Genel Kurulu, 27. Dönem 6. Yasama Yılı için özel gündemle toplandı.
Açılış konuşmasını TBMM Başkanı Mustafa Şentop yaptı.
Şentop'un açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Bugün ilk günü vesilesiyle bir araya geldiğimiz bu yasama yılının sonunda, dünyanın son derece gergin günlerden geçtiği bir süreçte ülkemiz, cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimlerine gidecek. Bir yıldan kısa bir zaman dilimi içinde milletimiz, bir kere daha iradesini temsil edecek milletvekilleri ile devletin başı olan cumhurbaşkanını tercihleriyle belirleyecektir. Bu süreç, seçime katılacak tüm siyasi partilerimiz açısından, "barış ve huzur içinde, güçlü ve tam bağımsız türkiye" idealinin gerçekleşmesinde rol alabilmek adına gerçekleştirilecek demokratik bir yarışı temsil etmektedir. Seçimlerin şimdiden ülkemize, milletimize ve devletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum.
"Türkiye barıştan yana çalışmasını sürdürmeye devam edecektir"
Küresel ölçekte büyük belirsizliklerin yaşandığı, uluslararası örgütlerin, konvansiyonel ilişkilerin etkisizleştiği çatışma ve savaş ikliminin siyasi ve ekonomik anlamda zorlayıcı, sarsıcı ve hatta yıkıcı sonuçlar doğurduğu bir dönemden geçiyoruz. Tarihin hızlandığı, eski ittifak ve dengelerin bozulduğu, yeni dengelerin kurulduğu böyle bir dönemde uluslararası ilişkilerde samimi ve tutarlı bir şekilde barışı, adaleti ve hakkaniyeti önceleyen tutumların, bu tutumlara sahip siyaset ve devlet adamlarının, ülkelerin önemi artmaktadır. Bu çerçevede Türkiye'nin uluslararası alanda güvenilir ve itibarlı bir aktör olarak gün geçtikçe daha fazla ön plana çıktığını memnuniyetle görmekteyiz.
Yakın zaman önce Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'in katılımıyla Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklanan ve bütün dünyayı etkileyebilecek potansiyele sahip tahıl krizinin çözümlenmesi, Türkiye'nin dünya ölçeğinde oynadığı yapıcı rolü göstermesi açısından güzel bir örnektir. Sizlerin de bildiği üzere Türkiye'nin liderlik ettiği bu sorun çözücü yaklaşıma başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok uluslararası kuruluştan ve farklı ülke liderlerinden destek ve teşekkür mesajları gelmiştir.
Elbette bu teşekkürlerin hiçbiri Türkiye için gıda kıtlığı ve yoksulluk yaşayan ülkelerde karnının doymasına vesile olduğumuz bir çocuğun tebessümünden daha değerli değildir. Buna ilave olarak Rusya ile Ukrayna arasında iki ülkenin çok önem verdiği esir takasının gerçekleştirilmesine Sayın Cumhurbaşkanımızın arabuluculuğu ile Türkiye öncülük etmiştir. Bu olayda bölgemizde yaşanan büyük krizin çözüme bağlanması konusunda Türkiye'nin tutumunun ve hamlelerinin ne kadar kıymetli olduğunu somut olarak göstermektedir. Değişen şartlar ne olursa olsun, bazı devletlerin ikiyüzlü tavırları, savaşı destekler politikaları devam etse de Türkiye barıştan yana çalışmasını sürdürmeye devam edecektir.
Sadece bu sebeple bile Türkiye her zaman daha güçlü, bilgi ve savunma teknolojileri başta olmak üzere her alanda daha donanımlı olmak mecburiyetindedir. Zira daha önce de birçok defa ifade ettiğim üzere Türkiye fikri, Türkiye sınırlarından çok daha büyük bir muhtevaya sahiptir. Başta soydaş ve akraba topluluklarıyla ortak tarih ve medeniyetimizin çocukları olmak üzere masum ve mazlum milletlerin geleceğe dair duydukları umudun adıdır.
Dünyanın bütün güçleri, özellikle bölgemizdeki devletler, Türkiye'nin uluslararası hukuka, tarihi ve coğrafi haklarına dayanan taleplerine kayıtsız kalma hatasına düşmemelidirler.