Çinli çift, dikkatleri üzerine çekti Çinli çift, dikkatleri üzerine çekti

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Marmaris'teki orman yangınının kontrol altına alındığını açıkladı.

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Marmaris'te orman yangınındaki son durumla ilgili açıklamalarda bulundu. Bakan Kirişci’nin açıklamalarından öne çıkan başlıklar: "Soğutma çalışmalarının da devam edeceğini belirtmek istiyorum" Cumhurbaşkanımızın dünkü ziyaretinde paylaştığı o ihtiyatlı ifadelerini artık yangının kontrol altına alındığı şeklinde revize edip, soğutma çalışmalarının da devam edeceğini belirtmek istiyorum. "En büyük tesellimiz, herhangi bir insan can kaybının olmamasıdır" Bizim bu yangınla ilgili olarak en büyük tesellimiz, herhangi bir insan can kaybının olmamasıdır. Ama ormanlarımızın içerisindeki o doğal yaşamın bir parçası haline gelmiş varlıklarımızla ilgili, canlarımızla ilgili kayıplarımız konusunda tabii ki elimizde kesin bir belge, bilgi olmadığı için bu üzüntümüzü de belirterek, insan can kaybı konusunda can kaybımızın olmadığını belirterek bunu da ifade etmek istiyorum. "Orman, insanın katkısına ve desteğine ihtiyaç duyar hale geldi" Ormanın var olduğu günden beri insana ihtiyacı yoktu. Kendi doğal yaşamını hep böyle sürdürdü. Fakat gün geldi devran döndü bu bugünkü modern yaşamın da birtakım dayatmalarıyla insanın bu kez ormana katkı sağlaması gündeme geldi. Başlangıçta insana ihtiyacı olmayan orman, insanın katkısına ve desteğine ihtiyaç duyar hale geldi. Burada da bu desteğe ihtiyaç duymasının temel nedeni bizim insanlar olarak özensizliğimiz, dikkatsizliğimiz ve kasti davranışlarımız oldu. Bundan dolayı da ormanın korunmasına yönelik tabii ki biz yöneticilerin ama yöneticiler yetmez, tüm vatandaşlarımızın teyakkuz halinde olması ve bu konuda gerekli hassasiyeti göstermesi gerekiyor. "Asıl olan milletin duyarlılığıdır" Hangi tedbiri alırsanız alın, hangi önlemleri hayata geçirirseniz geçirin, asıl olan milletin duyarlılığıdır. Görmüş olduğu en ufak bir olumsuzluğu veya olumsuzluğu çağrıştıracak bir emareyi, mutlak suretle ilgili otoritelerle paylaşmalarında çok büyük yarar vardır. Bunu da sizler aracılığıyla aziz milletime bir kez daha iletmek istiyorum. "Fakat ne olursa olsun bu tecrübelerden istifade etmemiz gerekir" Ben özellikle bu ormanyangınları vesilesiyle birkaç hususun da altını çizmek istiyorum. Çünkü bu bizim de hepimizin üzerinde durması gereken bir husus. Malumlarınız olduğu üzere bir 99 Depremi yaşandı. Ama Türkiye, bir 99 depremiyle Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu ve bu konuda mutlaka bazı tedbirler alması gerektiğini de öğrenmiş oldu. Şimdi orman teşkilatımız tam 183 yıllık mazisi olan, cumhuriyetimizden çok daha eski bir müktesebatı olan bir teşkilat. Bu teşkilatımızın tek başına bu konularda başarı elde etmesi elbette yeterli değildir. Mutlaka bir koordinasyon, bir eş güdüm, bir birliktelik, bir beraberlik olması gerekir ve bu beraberliği de 99 depreminden hareketle tecrübenin elbette ki iyi olanını, güzel olanını almak isteriz ki bazen hepimizi üzen acı tecrübeler de olabilmektedir. Fakat ne olursa olsun bu tecrübelerden istifade etmemiz gerekir. "Orman yangınlarının yüzde 88’i insan kaynaklıdır" Türkiye'deki orman yangınlarının yüzde 88’i insan kaynaklıdır. Bu dikkatsizlik olabilir, tedbirsizlik, özensizlik, kasti olabilir. Dolayısıyla hangi sebepten olursa olsun bunların oranı yüzde 88, bunu da belirtmek isterim. Yüzde 55’i hassas ormanlardan oluşan böyle bir coğrafyada, güzel Muğla’mızda, bir turizm cenneti, ülkemizin bir güzel, nadide köşesinde hepimizin dikkatli olması gerekiyor. Bu bundan sonra orman yangını olmayacağı anlamına gelmiyor ama önemli olan bu yangınlara teyakkuz halinde pür dikkat kesilmek ve hepimizin bu konuda özenli davranmasını sağlamaktır. Bunun da ben altını çizmek istiyorum. Yangınlarımızın dışında ormanla ilgili de geçtiğimiz yıla göre hakikaten çok ciddi kendi davranışlarımızı da elbette gözden geçirmemiz gerekiyordu. Tıpkı bu yangın sonrasında da yine paydaşlarımızla birlikte bir araya gelip, özelde de Orman Genel Müdürlüğü olarak, Bakanlık olarak kendi çalışmalarımızı gözden geçireceğiz. Geçtiğimiz yıla göre gerek helikopter sayımızda, gerekse uçak sayımızda, gerekse İHA sayımız da artırılmıştır. "1945 sonrası en büyük orman kaybımız yaşandı" Geçtiğimiz yıl 139 bin hektar civarında bir orman alanlarının yanmasıyla birlikte 1945 sonrası en büyük orman kaybımız yaşandı ama son 10 yılda biz Avrupa ile mukayese edildiğinde 130 bin hektarlık yıllık ortalama orman kaybıyla Türkiye, 21 bin hektar civarında ki bu normalde 10 bin hektarlar mertebesindeydi. Geçtiğimiz yılki yangından dolayı bu ortalama bir miktar yukarı çıkmış oldu. Bu 21 bin hektar olmasına rağmen Türkiye, Avrupa’da da, Akdeniz çanağında olan ülkeler arasında da oldukça iyi durumdadır diyebilirim. "1069 saat uçak ve helikopter uçuruldu" Uçuş süresi bakımından 1069 saat uçak ve helikopter uçuruldu. Bu 1 Mart 2022 tarihinden itibaren yangınlardaki uçuşları eğer 1241 saat olarak alacak olacaksak, bunun yaklaşık yüzde 80’inin bu yangın için uçurulan helikopter ve uçaklarla beraber yapıldığını ifade etmekte fayda var. 4048 adet sorti yapılmıştır an itibarıyla. 1 Mart’tan bugüne yapılan sorti sayısı da 4472’dir. Atılan su miktarına gelince de bu da oldukça önemli. Toplam 13 bin 84 ton su atılmış iken 1 Mart’tan bugüne. Bu yangın vesilesiyle 12 bin 412 ton su atılmıştır. Bu da bizim bu yangına vermiş olduğumuz önemin bir tezahürüdür. "Bir istismara asla müsaade etmeyeceğiz" Bundan sonra soğutma çalışmaları bittikten sonra, geçtiğimiz yılki orman yangınına muhatap olmuş, kaybedilmiş alanlarda yaptığımız gibi burada da çalışmalar zaman kaybedilmeden hemen başlatılacak. Önce kendi kendine ağaçlanmasına müsaade edeceğimiz alanlar için bu çalışmalar yürütülecek. Bunlardan ayrı olarak yine geçtiğimiz yıl 510 hektarlık bir alanda yaptığımız ve halen devam eden çalışmalar gibi fidan dikme çalışmalarımız olacak. Bu şu anlamda önemli, hiçbir şekilde bu alanların geçmişte de aynısını yaptık, bundan sonra da aynısını yapacağız. Bir istismara asla müsaade etmeyeceğiz, kimsenin de bu konuda bize şimdiden bir laf söylememe konusunda pozisyon almamalarını istiyoruz.