Karın ağrısı şikayetiyle gebelik takibi yaptırmak için Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine başvuran 26 yaşındaki bir çocuk annesi Yasemin Bülbül'ün yapılan tetkiklerinde karnında 17 santimetre çapında kitle tespit edildi.
Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Kutlu Demirkol ve Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Metin ile Anesteziyoloji ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Faruk Boran tarafından gerçekleştirilen ve yaklaşık 3 saat süren operasyonla Bülbül'ün karnından 3 kilo 350 kilogramlık tümör çıkarıldı.
Yasemin Bülbül, sancıları artınca hastaneye başvurduğunu, hekimlerin ilk önce böbrek taşından şüphelendiğini ancak yapılan tetkiklerde 17 santimetre çapında kitle olduğunun tespit edildiğini söyledi.
Teşhisin ardından hekimlerinin kitleyi doğumdan önce alıp almamak arasında kaldığını aktaran Bülbül, "Sonrasında ağır geleceği kanaatine vardılar ve kadın doğum uzmanları ile irtibata geçip ameliyata karar verdiler. Çocuğumu kaybedeceğimi düşündüm başta, kızım bu bebeği çok istiyordu ve ben ona nasıl cevap vereceğim diye 2-3 gün ağladım. Kızım sürekli hayal kuruyordu isim koymak için. O arada kararımızı verip ameliyatımıza girdik. Şimdi çok iyiyiz. İnşallah bebeğimizi de kucağımıza alacağız." diye konuştu.
Ameliyatı gerçekleştiren hekimlerden Doç. Dr. Mehmet Kutlu Demirkol, böbrek tümörünün genellikle herhangi bir semptom vermeden rastlantısal olarak ortaya çıktığını dile getirdi.
Hastanın da gebe olduğu için takibi yapılırken ultrasonda böbreğinde kitle görüntüsü tespit ettiklerini ancak tanı koymakta biraz zorlandıklarını aktaran Demirkol, şunları kaydetti:
"Normalde böbrek tümörleri tanısını net ortaya koymak için kontrastlı bir tomografi görüntüsü yapmak lazım. Bunu yapamadık. Çünkü ilaç kontrast maddesi hem anne hem de çocuk için risk oluşturuyordu. Bu açıdan MR ve ilaçsız MR yöntemiyle kitle olduğunu ortaya koyduktan sonra geciktirmeden cerrahisini yapmayı planladık. 17 santimetrelik bir kitle. Bundan dolayı bekleyecek bir lüksümüz yoktu. Süreci annenin de hayatını tehlikeye atmamak için cerrahisini en erken yapabilecek zamana planladık. O da gebeliğin ikinci dönemine denk geldi. Zaten hasta bize geldiğinde ikinci dönemin başındaydı."
BEBEĞİN SAĞLIK DURUMU İYİ
Anne ve çocuk riske girmesin diye hastayı uyutmadan bilinci açık bir şekilde ameliyat planladıklarını anlatan Demirkol, normalde 17 santimetrelik büyük bir kitlenin genel anestezi yöntemiyle alınması gerektiğine işaret ederek, anne ve bebeğin sağlığı için zor olsa da lokal anestezi ile operasyonu gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Doç. Dr. Ömer Faruk Boran da gebelik döneminde karın içi kitlelere nadir rastlanıldığını belirtti.
Hastaya ciddi bir planlama yaptıklarını anlatan Boran, "Biz bu hastalığı cerrahi ekiple konuşarak bebeği koruma amaçlı kullandığımız anestezi maddelerin anneden bebeğe geçip bebekte çeşitli etkilere yol açmasını minimalize etmek için hastayı bölgesel anesteziyle opere ettirmeye karar verdik. Ameliyat süreci hem cerrahi açıdan hem anestezi açısından özen gösterilmesi gereken bir süreçti. Sonuçta başarılı bir operasyon geçirdik. Kontrollerde bebeğin oldukça sağlıklı olduğunu gördük." ifadelerine yer verdi.
Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Metin ise anne ve bebeğin sağlığını ön plana alarak gerçekleştirdikleri operasyonun başarılı olduğunu aktardı.
Hastanın genel anestezi olmadığı için kaslarının tam olarak gevşemediğini bu nedenle ameliyatta biraz zorlandıklarını dile getiren Metin, gelinen nokta itibarıyla annedeki tümörün başarılı bir şekilde alındığını, bebeğin sağlıklı olduğunu bu durumun ise ekip olarak kendilerini mutlu ettiğini kaydetti.