Emlak sektöründe son yıllarda yaşanan fiyat dalgalanmaları kiracı ve mülk sahipleri arasında anlaşmazlıklara sebep oluyor. 1 Temmuz 2023 tarihine kadar kira artışına yüzde 25 limiti getirildi. Ancak buna rağmen belirlenen limitin üzerinde kira bedeli isteyen ev sahipleri de yok değil.
Mahkemelerde görülen dosya sayısı 2 katına çıktı
Kira bedellerinde yaşanan artıştan dolayı ev sahibi-kiracı ilişkisinde yaşanan sorunlar, her iki tarafın ortak noktada buluşmasıyla çözüme kavuşabiliyor. Ancak anlaşma sağlanamayan durumlarda taraflar, hukuki yollara başvuruyor.
Herkesin kendince haklı sebeplerle açtığı bu davalar, mahkemelerde yoğunluğa sebep oluyor. Avukat Necmettin Hüseyin Adaletoğlu bu davaların mahkemeleri tıkanma noktasına getirdiğini söylüyor:
“Kiracıyla ev sahibi arasında olan bu uyuşmazlıklar toplumsal bir yara haline dönüştü. Genel anlamda bakıldığında İstanbul’daki sulh hukuk mahkemelerinde yıllık ortalama dava sayısı 1.000, 1.200 civarındaydı. Bu 2.500, 3.000’lere ulaştı. Doğal olarak mahkemeleri tıkanma aşamasına getirdi. Normal koşullarda bir dava açtığınızda ilk duruşmanın gelme süresi yaklaşık 3-4 aydı. Şu anda 7-8 ay ortalamasına çıkmış durumda ve sistemi olduğu gibi kilitlediğini görüyoruz maalesef.”
Kanunların iyi kiracının yanında olduğunun da altını çizen Adaletoğlu, “Kirasını zamanında ve düzenli ödeyen, yasal artışını yapan kiracıları yasalar korur. Özellikle ilk 5 yıl içerisinde yasal artışın üzerinde hiçbir kiracıyı mal sahibinin zorlama yapma şansı yoktur. Ancak ilk 5 yıldan sonraki dönemde, kira miktarı çok düşük kalmışsa mal sahibi tarafından kiracıya yönelik dava açılıp yeniden kira tespiti istenebilir” diyor.
Toplumsal huzur için en iyi yol: Uzlaşmak
Her iki tarafın haklı sebepleri olması sorunun çözümünü zorlaştırsa da uzmanlara göre, en makul ve hızlı çözüm orta yolu bulmak. Hem kiracı hem de ev sahibi açısından bu uyuşmazlıklarla sık sık karşılaştığını ifade eden Avukat Necmettin Hüseyin Adaletoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kiracı yönünden baktığınızda kiracıya hak veriyorsunuz. Mal sahibi yönünden baktığınızda ise evinin değeri 5-10 katına katlanmış birinin hala 1.500-2.000 lira kira aldığını düşündüğünüzde ev sahibini haklı görüyorsunuz. Arada öyle bir uçurum oluştu ki insan mecburen bir orta yolu bulmak zorunda aslında.”
Hem mülk sahipleri hem de kiracılarla çalışan emlakçılar da bu sorunların tanığı. Gayrimenkul Danışmanı Sühran Aras’ın çözüm için tavsiyesi Adaletoğlu ile benzer:
“Ev sahiplerine en büyük tavsiyemiz gerçekten ödenebilecek, doğru rakamla evlerini kiraya vermeleri. Çünkü sonrasında büyük sorunlar yaşanabiliyor. Geldiğimiz noktada hem kiracılara hem de ev sahiplerine uzlaşmayı tavsiye ediyoruz.”
TOKİ projesi süreci rahatlatabilir
Emlak sektöründeki sorunların sebeplerinden biri de arz sıkıntısı. Son üç yılda konut üretiminin geçmiş yıllara oranla daha az gerçekleştiğinin altını çizen Aras, TOKİ projelerinin bu soruna çözüm olabileceği görüşünde.
“Hükümet, TOKİ ile birlikte bir kampanya başlattı. 81 ilde 250 bin konut yapılacak. Öncesinde yapılan TOKİ konutlarına da peşin ödemelerle birlikte birtakım indirimler sağlandı. Bunun yapılmasının nedeni gayrimenkul sektöründe yaşanan bu arz sorununu çözümlemek. Böylelikle sektöre ciddi şekilde yeniden gayrimenkul geleceğini düşünüyoruz. Yapılabilecek en önemli şeylerden biri kredilerle son tüketicinin desteklenmesi. Böylelikle daha fazla üretim gerçekleştirildiğinde daha fazla alım olacak ve piyasaya çok daha fazla kiralık ve satılık mülkler gelecektir.”