Antalya’da yaşayan 59 yaşındaki Ersin Akbaş’ın ismiyle ilgili sorunlar, doğumunda yapılan bir hatayla başladı ve hayatının her aşamasında peşini bırakmadı. Doğduğunda "Ergün" adıyla nüfusa kaydedilen Akbaş, üstelik kız olarak yazıldı. Bu hata kısa süre sonra düzeltildi, ancak isim karışıklıkları eğitim hayatı, askerlik ve iş hayatı boyunca devam etti. İlkokul diplomasını "Ersun" ismiyle alan Akbaş, hatalı diplomasına itiraz etti. Ne var ki ikinci kez aldığı diplomada ismi bu sefer "Ergin" olarak yazıldı.

Akbaş, isim karışıklığının getirdiği zorluklarla büyürken, bu sorunların etkilerini askerlik döneminde de fazlasıyla yaşadı. 1986-1987 yılları arasında, iddiasına göre gerçek adı olan "Ersin" ismiyle askerlik görevini tamamladı. Ancak 1990 yılında Körfez Krizi sonrası ilan edilen seferberlikte, ikinci kez askere alındığında bu kez "Ersün" adıyla görev yaptı. Bu süreç, Akbaş’ın hayatındaki en büyük çelişkilerden birine dönüştü: Aynı kişi olmasına rağmen, farklı isimlerle tanınması onu sürekli bürokratik bir karmaşaya sürükledi.

İsim Tespiti Davası ve Sosyal Güvenlik Kayıtları

Çöp konteynerine bebeğini bırakan anne serbest mi bırakıldı? Çöp konteynerine bebeğini bırakan anne serbest mi bırakıldı?

İsim karışıklıkları sadece eğitim ve askerlik dönemlerinde değil, çalışma hayatında ve sosyal güvenlik sisteminde de Akbaş’ın önünü kesti. Yıllarca farklı isimlerle sosyal güvenlik primi ödediği için emeklilik sürecinde büyük sıkıntılarla karşılaştı. Kendi adıyla emekli olabilmek için Antalya 9. İş Mahkemesi’ne isim tespit davası açtı. Ancak mahkeme, Zonguldak SGK’ye yazılan müzekkereye gelen yanıtta, Akbaş’ın yanında çalıştığını söylediği annesi Şerife Akbaş’ın belirtilen tarihlerde vergi kaydına rastlanmadığını belirtti. Bu doğrultuda bilirkişi raporuna dayanarak mahkeme, davayı reddetti.

Akbaş, bu durumu şöyle özetliyor: “Kimliğimi bulmak için kendime dava açtım. 1984 yılında annemin yanında çalışıyordum ama ne benim ne de annemin kaydı bulunabiliyor. Ben Ersin Akbaş olarak askerliğimi yaptım, ancak ikinci kez askerlik görevine bu kez Ersün Akbaş olarak alındım. Kayıtlar ortada yok, ne yapsam çözülmüyor. Eğer suçluysam idam edilmeye razıyım, ama haksız yere yaşadığım bu karmaşa beni çok yordu.”

“Ersin’in Sigortası Var, Ersün’ün Yok”

Ersin Akbaş’ın yaşadığı bu karmaşalar, sadece isimlerdeki değişikliklerle sınırlı kalmadı. Sigorta kayıtlarında da büyük tutarsızlıklar yaşandı. Kendi adı olan "Ersin" ile sosyal güvenlik primlerini yatırmışken, diğer isimlerle herhangi bir kayda ulaşılmadı. Akbaş, sigorta geçmişini birleştirip emekli olabilmek için uğraşırken, yaşadığı sıkıntıyı şöyle dile getiriyor: “1984’te Ersün adıyla sigortalıydım, 1991’de vergi verdim. Şimdi ise Ersin Akbaş olarak vergi mükellefiyim. Ama bu isimleri birleştirip emekli olamıyorum. 5 bin 330 prim günüm var ama ‘Ersin’ adıyla. ‘Ersün’ ise yok görünüyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, çok mağdurum. Artık sesimin duyulmasını istiyorum.”

59 yaşındaki Akbaş, hayatı boyunca Ergün, Ersun, Ergin, Ersün ve son olarak Ersin adlarıyla tanındı. Her biri ayrı bir döneme ait bu isimler, onun sadece resmi kimliğini değil, hayatını da parçalara ayırdı. Akbaş, sonunda doğru adıyla emekli olabilmek için devletin ve yetkililerin sesini duymasını bekliyor.

Avukatının Yorumu: "İsim Karışıklığı Sigorta Girişlerini Engelliyor"

Ersin Akbaş’ın avukatı Nuray Ertem, bu karışıklıkların geçmişte yapılan hatalardan kaynaklandığını ve müvekkilinin bu nedenle büyük mağduriyet yaşadığını belirtti. Sigorta kayıtlarındaki isimlerin tespit edilemediği için sorunların çözülemediğini belirten Ertem, “Gerekirse devlet arşivlerinden kayıtları isteyeceğiz. Mahkemeye sunduğumuz belgeler doğrultusunda müvekkilimin sigorta girişleri de farklı isimlerle görünüyor. Bu isimlerin birleşmesi gerekiyor, aksi takdirde emeklilik süreci tamamlanamıyor” diye konuştu.

Ersin Akbaş’ın hikayesi, sadece bir isim karışıklığının ötesinde, bürokratik sistemde nasıl kaybolabileceğini ve bu kayboluşun bir insanın hayatını nasıl etkileyebileceğini gösteriyor.