Geçtiğimiz yıllarda, özellikle konut kiralarındaki yüksek artışlar ve ekonomik istikrarsızlıklar, kiracılar için büyük bir zorluk yaratmıştı. Bu nedenle, hükümet, kira artışlarının kontrol altına alınabilmesi için bir düzenleme yapmış ve konut kiralarındaki artışı yıl boyunca yüzde 25 ile sınırlamıştı. Bu uygulama, yüksek enflasyon oranlarının etkisiyle kiraların hızla yükselmesinin önüne geçilmesini ve kiracılar üzerindeki ekonomik baskının hafifletilmesini hedefliyordu. Hükümet, bu sınırlamayı, özellikle kiracılık sisteminin daha dengeli hale gelmesi ve vatandaşların yaşam standartlarının korunması amacıyla devreye sokmuştu.
Ancak, temmuz ayında yapılan son düzenlemeyle bu sınırlama sona erdi ve hükümet tarafından herhangi bir uzatma kararı alınmadı. Bu gelişme, kiracılar için büyük bir değişiklik anlamına geliyordu çünkü artık kiralar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranlarıyla belirlenecek ve yıllık artış oranları daha serbest bir şekilde uygulanmaya başlanacaktı. Temmuz ayından itibaren kiracılar, her yıl açıklanan TÜFE verilerine göre kira artışlarına tabi olmaya başladılar.
Bu değişiklik, kiracılar açısından daha yüksek kira artışlarıyla karşılaşma riskini beraberinde getirdi. Özellikle enflasyon oranlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak, kira artışları bazen beklenmedik seviyelere ulaşabiliyor. Kiracılar, bu durumla başa çıkabilmek için daha dikkatli bir bütçe yönetimi yapmaya ve artan kira bedellerine karşı önlemler almaya çalışıyor. Ancak, bu değişiklik aynı zamanda kiralama piyasasında da dalgalanmalara yol açabiliyor. Kiracılar, yüksek artış oranları ile karşılaşırken, ev sahipleri de daha yüksek kira gelirleri elde etmenin avantajını yaşıyor. Bu durum, konut kiraları piyasasında dengeyi sağlamakta zorlayıcı bir süreç yaratabiliyor.