Edebiyatın Kalbi KAFUM’da Atacak! Edebiyatın Kalbi KAFUM’da Atacak!

Kahramanmaraş’ta 22 yıl önce gittiği bir düğünde dinlediği neyzenden etkilenen Nevzat Solak, şimdi enstrümanın imalatını ve ticaretini yapıyor.

Kahramanmaraş'ta 22 yıl önce gittiği bir düğünde dinlediği neyzenden etkilenen Nevzat Solak, şimdi enstrümanın imalatını ve ticaretini yapıyor. Kahramanmaraş'ta yaşayan neyzen Nevzat Solak'ın (39) ney tutkusu lise çağlarında başladı. Yaşadığı bölgede bir düğüne giden Solak, burada sözleri Abdurrahim Karakoç'a ait "Mihriban" türküsündeki ney çalgısından etkilendi. O günden sonra merak edip ney üflemeyi ve yapmayı öğrenen Nevzat Solak, “Dinlediğimiz albümlerden, o zamanki kasetlerden etkilenip ney sesine karşı bir ilgi alaka oluştu. Lakin ortam çok öğrenebileceğimiz bir durumda değildi. 99 yıllarıydı ve mahalli bir orkestrada bir düğün ortamında diğer sazlar arasında ben bir neyzende gördüm. Kahramanmaraş'ın bilinen eserlerinden olan Mihriban çalınıyordu. Üfleyen kişiyi bulduk, kıymetli hocamız Erdal Bozan ustamızdan ilk üfleme ve ney derslerimizi görmüş olduk. Dinlediğimiz eserler, ilahiler, şarkı ve türkülerden esinlenip geliştirmeye çalıştık” dedi.

"Ney 5 bin yıllık geçmişi olan şifreli bir çalgı"

Ney üfleyen birinin sokak eğitiminin yanı sıra tecrübe, üfleme, akort ve nota gibi birçok bilgiyi öğrenmesi gerektiğini söyleyen neyzen Nevzat Solak, “Sonuçta yaptığımız müzik bu topraklarda makam müziği olduğu için, makam geçkilerini ve makam algısını sazımızda yansıtmaya çalışıyoruz. Nazari eğitim olmazsa olmazlardan biri, makam müziğinin yapısını, nota bağlamında ve tecrübeyle alakalı olmazsa bu saz bir araya gelmiyor. Şifreli gibi bir durum var. Normal bir baston veya bir mobilya yapar gibi yapılamaz. Yapanın iyi üflemesi, akort ile herhangi bir problemi kalmaması gerekiyor. Ney sazı görüntüde basit kargı dediğimiz, kamıştan dediğimiz bir saz, kökeni bilinen 5 bin yıllık bir geçmişi var. Şu anda da bir fosil halinde Amerika'da bir müzede sergilendiğini biliyorum” dedi.

"Tüm hayatımı neye borçluyum"

Nevzat Solak, küçük atölyesinde hazırladığı neyleri başka ülkelerdeki neyzenlere gönderdiğini söyledi. Solak, “Bizim sıcak bölgelerimizde Akdeniz çevresinde yetişen kamışlar boğumlu yapısı ve her neyde 9 boğum olacak. Biz bunu gerek kesenlerden, gerekse kendimiz keserek neye uygun olanlar, neyistan dediğimiz yerlerden alırız, bir yıl gibi kurumaya bırakırız. Boğumlardaki yaprakları vardır. Sonra ateş ile doğrultma işlemine tabi tutulur. Sonra çeşitli açkılar ile içi istenilen ebat ile açılır. Gerekli nazari ölçüler belirlenir, perdeler açılır. Kendini koruması için de parazvane dediğimiz ney için özel hazırlanır ve özel olarak hazırlanan başpara takılır ve bu şekilde neyzenlerin kullanım istifadesine sunulur. Bizden talep edilen neyler Türkiye'nin hemen her şehrine gönderiyoruz ve onun haricinde de Avrupa'nın hemen her yerine burada yetişen bir kamış yolculuğunu bir başka ülkede bulabiliyor. Kıymetli hocalarımızın da telkiniyle ney hayatım oldu ve tüm hayatımı buna borçluyum. Yaşadığımız pandemi süreci insanların daha çok evde vakit geçirmesine neden oldu. Bu sebeple insanların uğraş arayışına ney iyi bir çıkış yolu oldu” dedi.