Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır ziyaretinin dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı ve burada özellikle D-8 Zirvesi ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin öncülüğünde kurulan D-8’in 1997 yılında kurulduğunu, bu oluşumun Bangladeş, Endonezya, İran, Malezya, Mısır, Nijerya ve Pakistan’ın katılımıyla şekillendiğini hatırlattı. Ayrıca D-8’in, Türkiye’nin sekreterya merkezine ev sahipliği yaptığı bir platform olarak, dünya genelindeki 1 milyarı aşan nüfusa sahip ve üç kıtada temsil edilen önemli bir oluşum haline geldiğini vurguladı. Zirvede birçok önemli konunun gündeme geldiğini, özellikle iş birliğini derinleştirme ve ticaretin artmasına yönelik adımlar atıldığını belirtti. Mısır’ın Tercihli Ticaret Anlaşması’na katılımıyla birlikte, bu hedefe ulaşmış olduklarını ve D-8’i yeni üye ve ortaklarla daha da genişletmeyi planladıklarını ifade etti.
Zirvede kabul edilen Kahire Bildirisi’yle ekonomik ve ticari iş birliğini ilerletme kararlılığını ilan ettiklerini söyleyen Erdoğan, aynı zamanda Filistin ve Lübnan’daki durum hakkında ortak bildiri yayımlandığını belirtti. İsrail’in saldırganlıklarını kınayarak, Lübnan’daki İsrail saldırılarının binlerce masumun hayatını kaybetmesine, altyapının büyük ölçüde tahrip olmasına ve bir milyondan fazla insanın yerinden edilmesine yol açtığını söyledi. Cumhurbaşkanı, Orta Doğu’da kalıcı huzurun ancak Gazze’de bir ateşkesin sağlanmasıyla mümkün olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki gelişmeleri de önemli bir gündem maddesi olarak değerlendirdi. 13 yıllık çatışmalar ve 61 yıllık Baas rejiminin sona erdiğini, Suriye halkının liderliğinde yeni bir dönemin başladığını belirtti. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarının sağlanması için önemli bir süreç yaşandığını söyledi. Bu süreçte, DEAŞ, PKK ve diğer terör örgütlerinin Suriye’nin geleceği için bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekti. Türkiye’nin, güvenliğini tehdit eden terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi için gerekli önlemleri aldığına, sahada bu örgütlere karşı kararlı bir duruş sergilediklerine değindi.
Ayrıca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’nin yeniden inşası için uluslararası desteğe ihtiyaç duyulduğunu, Türkiye’nin bu süreçte Suriye halkına yardımcı olmak için çalışmalarını sürdüreceğini söyledi. Suriye’nin yeniden imarı için Türkiye'nin hazırladığı projeler ve Suriye halkının gönüllü bir şekilde ülkesine dönmesi için adımlar atılması gerektiğini ifade etti.
Erdoğan, ayrıca Suriye'deki durumun daha fazla gecikmeden çözülmesi gerektiğini belirterek, Suriye’nin geleceği ile ilgili kararların Suriyeliler tarafından verilmesi gerektiğini söyledi. Esad yönetiminin ve ona bağlı terör örgütlerinin etkisiz hale getirilmesi gerektiğine inandığını söyledi ve bu süreçte Türkiye’nin Suriye ile olan sınırındaki güvenliği sağlamak adına önlemler almaya devam edeceğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgal etmesine karşı uluslararası toplumun harekete geçmesi gerektiğini de ifade etti. Batılı ülkelerden gelen İsrail işgali karşıtı seslerin önemli olduğunu, ancak bu seslerin çok daha yüksek ve net bir şekilde yükselmesi gerektiğini belirtti. İsrail’in Suriye topraklarını işgalinin uluslararası hukuk tarafından kabul edilemez olduğunu, bu konuda Türkiye’nin ve dünya genelindeki diğer adil ülkelerin de harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Suriye’nin geleceği ve Türkiye’nin bölgedeki rolü ile ilgili açıklamalarına devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dış politikada gücünün arttığını, bunun en iyi şekilde dünya genelinde hissedildiğini ifade etti. Türkiye’nin, kendi sınırlarını ve halkını korurken, dost ve kardeş ülkelere de destek verdiğini ve bu desteği tüm dünyaya hissettirdiğini belirtti.
Lübnan Başbakanı Necip Mikati’nin, Lübnan halkı adına Türkiye’ye duyduğu güveni ifade etmesinin önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dostlarına her zaman güvenli bir liman olmayı sürdüreceğini belirtti. Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi, bu dönemde de hiçbir dostunu yarı yolda bırakmayacağını, her zaman yanında olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Suriye ve Orta Doğu’daki stratejik duruşunun ne kadar önemli olduğunu tekrar ifade ederek, Türkiye’nin uluslararası arenada her geçen gün daha fazla güç kazandığını ve bu gücün kaynağının, Türk milletinin gücünden geldiğini söyledi. Türkiye'nin, gönül coğrafyasındaki sorumluluklarını yerine getirmeye devam edeceğini belirterek, ülkesinin bu süreçteki rolüne ve hedeflerine olan bağlılığını bir kez daha dile getirdi.
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’deki zulümlerin unutulmaması gerektiğini, bu zulümlerin tekrar yaşanmaması için dünya genelindeki bütün adaletli ülkelerin sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin, Suriye halkına destek olmak için her zaman orada olacağını ve bu süreçte uluslararası hukuk çerçevesinde hareket etmeye devam edeceğini vurguladı.