Gazze’de ateşkes için diplomatik temaslarını sürdüren Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Almanya’nın başkenti Berlin’i ziyaret ederek Cumhurbaşkanı Steinmeier ve Başbakan Scholz ile bir araya geldi.
Erdoğan, ilk olarak Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile bir araya geldi. Erdoğan, Almanya Cumhurbaşkanlığı Bellevue Sarayı’na gelişinde Steinmeier tarafından karşılanırken şeref defterini imzaladı.
Görüşmeye ilişkin İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada “Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede İsrail’in Filistin topraklarındaki saldırılarının artık sonlandırılması gerektiğini ve insan hakları ihlallerine karşı tüm dünyadan gelecek tepkinin önemli olduğunu ifade etti. Erdoğan, bölgede derhal ateşkesin sağlanması ve insani yardımların ulaştırılması gerektiğini, akan kanın durdurulmadığı her gün insanlığın kaybettiğini belirtti” denildi.
AÇIK KONUŞACAĞIM
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra başbakanlıkta Şansölye Olaf Scholz’la görüştü. İki lider ortak basın toplantısında da kameraların önüne geçerken Erdoğan özetle şu mesajları verdi: “Burada da açık ve net konuşacağım. Çünkü 7 Ekim tarihi bir başlangıç olarak anlatılıyor. 7 Ekim’den sonraki süreç hiç konuşulmuyor. Şu an itibariyle 13 bin Filistinli çocuk, kadın, yaşlı öldürülmüştür. Neredeyse Gazze diye bir yer kalmadı. Şu anda yatıyorlar kalkıyorlar Hamas... Hamas’ın silah gücü ile acaba İsrail’in gücü mukayese edilebilir mi? Şu anda İsrail’in nükleer silahı mı? Var. Ama İsrail’e sorarsanız ‘var’ demez. Çünkü onlar yalanı çok iyi kullanırlar. Bütün bunlarla beraber şu anda, şu kadar mali destek verildiğinden bahsediliyor. Peki, Hamas’a bir mali destek veriliyor mu? Hayır. Filistin’in kendisine verilmesi gereken destekler de verilmiyor.
Erdoğan, Alman Cumhurbaşkanı Steinmeier ile görüşmesinde şeref defterini de imzaladı.
HASTANELER VURULUYOR
Bütün bu yokluklar içerisinde şurası çok önemli; ibadethaneler vuruluyor, kiliseler vuruluyor, bütün bunlarla beraber hastaneler vuruluyor. Halbuki bütün bunların yanında hastanelerin vurulması, çocukların öldürülmesi Tevrat’ta falan bunlar yoktur, yapamazsın. İnsan Hakları Beyannamesi’nde yapamazsın. Ama bu çocuklar nasıl vuruluyor, hastanelerde nasıl öldürülüyor? Bunlar karşısında biz elimiz kolumuz bağlı mı duracağız? Buna karşı sesimizi çıkartmayacak mıyız? Elimiz, kolumuz, dilimiz bağlı kalırsak bunun tarihi hesabını veremeyiz.
AMACIMIZ BARIŞ İKLİMİ
‘Rehinelerin takası’ deniliyor, biz buna da varız. Fakat rehine dediğiniz zaman, rehine sayısı itibariyle İsrail’deki rehinelerin sayısı nedir? Hamas’ın veya Filistin’in elindeki rehinelerin sayısı nedir? Buna da baktığımız zaman katbekat fazlasıyla İsrail’in elinde rehine var, bunu da görmemiz lazım. Yaşananlar 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümün artık kaçınılmaz olduğunu bir kez daha göstermiştir. Türkiye olarak amacımız İsrailli ve Filistinlilerin yan yana ve barış içinde yaşadığı, huzurun ve güvenin hâkim olduğu bir iklimin tesisidir.
KİLİSELERİ VURUYOR
NATO’nun önde gelen ülkelerinden bir tanesi ilk 5’in içerisinde yer alan bir ülkeyiz. Türkiye NATO’da sıradan bir ülke değil ve şu anda NATO’nun içinde düşüncesi, kanaati kimin ne olursa olsun Rusya-Ukrayna arasında herkes kimin yanında yer alıyor? Biz Türkiye olarak her iki tarafla da görüşüyoruz. 33 milyon ton tahıl koridorundan bütün o tahılı Avrupa’ya Afrika’ya götüren biz olduk. Binlerce Filistinliyi şu anda İsrail öldürdü, hastaneleri yok etti, ibadethaneleri, kiliseleri vuruyor. Ben Müslüman olarak bundan rahatsızım. Sen (soru soran gazeteciye) Hıristiyan olarak bu kiliselerin vurulmasından rahatsız olmuyor musun? Bunlara karşı da tavır koyun.”
ATEŞKESİ BERABER SAĞLAYALIM
- Erdoğan, Almanya yönetimine birlikte ateşkesi sağlama çağrısı da yaptı: “Konuşmamız gereken önemli bir mesele de şu; bunu nasıl çözeceğiz, insani ateşkese acaba Türkiye ne kadar katkıda bulunabilir, Almanya ne kadar katkıda bulunabilir bu adımları beraber nasıl atacağız? Ve buna var mıyız yok muyuz? 1 hafta sonra Sayın Steinmeier İsrail’e gidiyor. Kendisinden ricada bulundum. Dedim siz bir taraftan tutun, biz de bir taraftan tutalım, ateşkesi beraber sağlayalım. Böyle bir insani ateşkesi birlikte Almanya-Türkiye bir yerde sağlayabilirsek, özelikle bu ateş çemberinden bölgeyi kurtarma imkânını yakalarız.”
HOLOKOST ÇIKIŞI
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Açık konuşmayı severim. Burada da açık konuşacağım” dedi ve Almanya’yı ima ederek şöyle devam etti: “Borçluluk psikolojisi içinde İsrail-Filistin savaşını değerlendirmemek lazım. Bakın ben rahat konuşuyorum. Çünkü bizim İsrail’e borcumuz yok. Ama borçlu olanlar rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik. Çünkü insana saygımız çok çok farklıdır. Bizim için bölgede Musevi, Hıristiyan, Müslüman bu ayrımın olmaması gerekir. Antisemitizme karşı bir mücadele verildiyse bu mücadeleyi dünyada ilk veren lider ben oldum.”
SAVAŞ UÇAĞI YANITI: BİZE ÖYLE SORULAR SORUN Kİ...
- Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin Türkiye’nin almayı düşündüğü Eurofighter uçaklarıyla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi: “Almanya verir veya vermez, dünyada savaş uçaklarını üreten sadece Almanya mı? Birçok yerden bunların çalışmasını yaparız, temin ederiz. Şu anda insansız savaş uçakları noktasında da Türkiye önde gelen ülkelerden bir tanesi durumuna gelmiştir. Bir basın mensubu olarak bizi bununla tehdit etmeyin. Bize öyle sorular sorun ki bu sorular vicdani, insani olsun cevaplarını da biz size o şekilde verelim.”
SCHOLZ: OLMAZSA OLMAZIMIZ
- Almanya Başbakanı Scholz ise ortak basın toplantısında “İsrail ile dayanışmamız hiçbir şekilde tartışmaya açık değildir. İsrail’in kendini savunma hakkı vardır. Gazze’de yaşananlar bizi de üzüyor. Bu sene 160 milyar avro yardım sağlıyoruz. İsrail’in varoluş hakkı bizim için olmazsa olmazdır. 7 Ekim Hamas tarafından hunharca bir terör saldırısıydı. Onun için kesinlikle İsrail’in kendini savunma hakkı bulunmaktadır. Sivil mağdurların sayısını azaltmamız gerekiyor” dedi.