Çayın gereğinden fazla tüketilmesi; demir eksikliği, kansızlık ve çarpıntı gibi olumsuz sonuçları ortaya çıkarır. Çay, çok içildiği takdirde sindirim sisteminde olumsuz etkiler bırakarak ishale neden olur. Sinir sistemine de zarar veren çay, kişinin agresif tavırlar sergilemesine yol açar. Çayın içerisinde bulunan 'tanen' isimli madde, vücuda fazla alındığında kabızlık sorununa neden olur. Tıpkı kahvede olduğu gibi çayda da kafein bulunur ve kafeinin fazla alınması halinde midede gastrit ve ülser oluşur. Mide kanserine yakalananların çay içmesi önerilmez.
Kafein, yalnızca mide problemlerine yol açmaz, uykusuzluğa yani insomniaya da neden olur. Çay tüketimi, kadınlarda premenstrual sendroma yol açar. 'Premenstrual sendrom' regl öncesi gerginlik anlamına gelir. Böbreklerin de büyük düşmanı olan çay, içeriğindeki oksalat nedeniyle böbrek taşına yol açar. Çay tüketiminde yapılan en büyük hatalardan biri de çay içildiği için su tüketiminin ihmal edilmesidir. Çay tüketen kişiler, çoğu zaman su içmeye ihtiyaç duymaz, bu durum ödem ve şişkinliğe neden olur. Şeker hastalarının da aşırı çay içmesi önerilmez. Çay, çok fazla tüketildiğinde insülin direncini artırır, bu da karaciğer ve pankreasın verimli çalışmasına engel olur.
Çay tüketiminin yalnızca iç organlara zararları yoktur. Diş sağlığını da tehdit eden çay, leke oluşumuna yol açar. Bu nedenle çay içtikten sonra 1 bardak su ile ağzınızı çalkalamanız gerekir. Anne olmak isteyenlerin de çok fazla çay tüketmemesi gerekir. Hamilelik sürecinde günlük 200 mg'dan fazla kafein alınmamalıdır. Gebelikte içilen çay sayısı, günde 3 bardaktan fazla olmamalıdır.
Ülkemizde özellikle kış aylarında tercih edilen ıhlamuru da doğru şekilde tüketmekte fayda var. Ihlamur, tarçın eklenmesi durumunda balgam sökücü bir etki yaratır. Ihlamura zencefil atmanız durumunda antibiyotik özelliği de artacaktır.