Doğum yardımı başvuruları başladı. Doğum yardımı başvuruları başladı.

Aslen Eskişehirli olan Ada Can Ata, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Boston eyaletinde bulunan Berklee College of Music’te üniversite okuyor. Hem annesinin hem de babasının müzik öğretmeni olması nedeniyle küçüklüğünden beri müzikle iç içe olan Ata, 10 yaşından bu yana arp çalıyor. Dünyanın en eski enstrümanlarından birisi olan ve büyüklüğü ile göze çarpan arp ile bütünleştiğini ifade eden genç sanatçı, zaman zaman çeşitli ülkelerde sahne alıyor. Bazen annesi ile de sahne aldıklarını belirten Ata, bir Türk sanatçı olarak ülkesini temsil etmeyi sürdürmeyi hedefliyor.



"Arp, 47 telden oluşuyor ve dünyanın en eski çalgılarından bir tanesi"
Konservatuar ile müzik hayatına başladığını belirten Ada Can Ata, annesi ve babası müzik öğretmeni olduğu için çocukluğumdan beri evde müzik olduğunu söyledi. Arp çalmaya 10 yaşında başladığını ve şu anda Berklee College of Music’te 3’üncü sınıf öğrencisi olduğunu ifade eden Ata, "Arp, daha çok klasik müziğin yapıldığı bir enstrüman fakat ben şu an jaz okuyorum. Arp, 47 telden oluşuyor ve dünyanın en eski çalgılarından bir tanesi. Alt tarafta 7 tane pedalım var. Pedallar sesleri tizleştirip pesleştirmek için kullanılıyor. Yani sadece burada gördüğünüzden ibaret değil. Arp çaldığımı duyan herkesten, ‘Arp mı? Şu meleklerin çaldığı şey mi?’ yorumunu çok alıyorum. Gerçekten ilginç bir sohbet kaynağı oluşturuyor" dedi. "10 yaşımdan beri çaldığım için çok bütünleştik, artık benden bir parça gibi"
Enstrümanı çalarken bazen konserde olduğunu unuttuğunu ifade eden genç müzisyen, "10 yaşımdan beri çaldığım için çok bütünleştik, artık benden bir parça gibi. Ben ne hissediyorsam karşı tarafa da onu aktarmayı amaçlayarak çalıyorum. Konservatuar eğitimiyle başladım. Aslında bu enstrümanı çok bilgisizken seçtim ama konservatuar özellikle böyle bir çalgıya başlamak için size güzel bir temel sağlıyor. Sonrasında kendi yolculuğunuzu kendiniz oluşturabilirsiniz. Bir konservatuarda okumak çok etkili ve güzel bir yol" şeklinde konuştu.

"Sektörümüzde kadın olmanın çok büyük zorlukları var"
Kendi yazdığı eserleri ve şarkıları insanlarla paylaşmak istediğini dilr getiren Ada Can Ata, şöyle devam etti:
"İnsanlara duygu geçişleri yaşatmak istiyorum. Herkesin kalbine dokunacak bir söz yazmak ve bunları insanlara dinletmek istiyorum. Sektörümüzde kadın olmanın çok büyük zorlukları var. Bence bir kadın olarak bütün bunları yapıyor olmak çok büyük bir avantaj sağlıyor. Bakılınca, ‘Kocaman bir çalgı çalıyor, bir yandan şarkı söylüyor ve bunu bir kadın olarak şu an bu sektörde yapıyor’ diye anılmayı seviyorum. Gerçekten bununla gurur duyuyorum." "Annem ile ben olabildiğince sahne paylaşmaya çalışıyoruz" Aynı zamanda annesinin de müzisyen olduğundan ve onunla sahne aldıklarından bahseden Ata, "O da gerçekten bu sektörde başarılı olduğunu düşündüğüm bir kadın. Ondan da sahne almak konusunda çok şey öğrendim ve karşımda da böyle örneklerin olması benim yolculuğumda çok etkili oldu. Annem ile ben Türkiye’de olduğum müddetçe olabildiğince sahne paylaşmaya çalışıyoruz. Geçenlerde daha birlikte bir şarkı seslendirdik. Onun sahnelerinde de bulunuyorum. Annemle sahne almak çok keyifli bir olay" ifadelerini kullandı. "Ülkemi yurt dışında temsil etmeye devam etmek istiyorum" Son olarak, bir Türk olduğunu duyurarak müzik yapmayı sevdiğini belirten ve hedeflerini anlatan genç müzisyen, "Türk olduğumu duyurarak müzik yapmam Amerika’da çoğu zaman insanların şaşırdığı bir durum olabiliyor. Özellikle insanların çok fazla bilmediği böyle bir çalgı çalarken. Ülkemde de bunu olabildiğince tanıtmak, göstermek istiyorum. Aynı zamanda ülkemi yurt dışında temsil etmeye de devam etmek istiyorum. Tabiri caizse, kendimi ‘dünya vatandaşı’ olarak tanıtmak istiyorum" ifadelerini kullandı.